20 Temmuz 2010 Salı

"HAVET" DE NE?

Kararsızlık bazan bir şeye sağndan solundan bakabilmeye de işarettir. Sorumluluk alma, sorumlu davranma korkusunun kronik işareti olmadığında.

Ortada bir referandum var ve mümkünse bir tavır almak gerekiyor. "Evet" de "hayır" da tartışmaya açık gerekçeler üzerinde kurulu. Ne "evet"çiler ne de "hayır"cılar geleceği okurluktan konuşmuyorlar, konuşamazlar.

Önemli olan gerekçelendirilebilir, temellendirilebilir bir tavra duruşa sahip olmaktır.

İnsiyatif alan, geleceği bilebilirlikten konuşamaz. Geleceğin imkânlarından, duruşunun sürekliliğinden (hatada süreklilik anlamında değildir bu, tavrın süreçselliği ile ilgilidir) gelişmelerin mantığından, aktörler, zemin ve maddi şartlardaki ivmeden yola çıkarak geleceğe yönelik bir yol seçer.

Cahil kararlılığının yakıp yıkıcılığı karşısında bir de aydın kararsızlığı var ki sürekli seyirci kalma üzerinde muhalif bir dil kurulabileceğinin politikasını güdüyor.

Hep muhalif, hep teorik, hep haklı, hep kararsız.

Yeni bir şey söyleme derdi olmadıkça, yani praksis terkedildikçe ezber konuşur, yani ideolog konuşana, düşünene, üretene dayatır, ön kapatır, susturur, sansür eder.

Söz hakkımıza, yani söz haklarına sahip çıkmışların söz haklarına sahip çıkmamış olanların kıskançca sarıldıkları tek söz kararsızlığın sözü, hakim oldukları tek dil insiyatifsizliğin dili.

İnsiyatifsizliğin diyalektiğinden seyirci mantığı dşında bir şey çıkmamıştır, çıkmayacaktır, maalesef.