Gözetlemede, tecessüsde, yakıştırmada kimselerden aşağı kalmadığınızı gördük.
Başkalarını ne ile suçladıysanız, vaad edildiği gibi aynısı başınıza gelmeden durmayı bilebilecek misiniz?
Başkalarına yakıştırdıklarıyla suçlananlar, bu dünyada başkalarına yakıştırdıkları başlarına gelmeden terk-i dünya edemeyecekler yine de şanslılar, yeniden mazlum olabildikleri için, bir anlamıyla dahi olsa.
Hep haklı, hep kusursuz, hep tepeden bakan olmamak, başkalarına verdiği acıyı tadmış olmak insan vicdanı için daha iyi bir başlangıç noktasıdır. Günahsızlıktan, hatasızlıktan değil de insan olmanın gurur ve azabından konuşmak bambaşkadır.
Birbirimizi her ne kadar daha iyi tanımaya başlamış olsak da, bu iştihadan vazgeçmek; örümcek ağı serip tuzak atma, kafes kurma dönemini artık kapatmamız lâzım:
En iyi tuzak atabilecek, bent kurabilecek ve bütün tuzakları okuyabilecek olanın dersini mi bekliyoruz?
Hikmete kapalı olanın burnu sürtülür, sürtülecektir!
Sadece bildiklerini okuyanların değil, anladıkları ve kavradıklarını öğretemeyenlerin de sorumlulukları ortaktır!