Bu ne biçim bir saldırganlık?
Peşkeş diyormuşuz.
Oysa topraklarımızı geri kazanıyormuşuz.
Muhalefetle birlikte konuyu şekillendirme denilmişken manevralar her koldan başladı.
Emir demiri keser.
Topluma verilen söz tutulmayabilir?
Peki kime verilen söz tutulur?
Kim bu sözü tutulur güç?
Güvenmiyormuşuz. Ne kadar problemliyiz.
"Asın bu adamları, toplayın hepsini!" derseler dinleyecek misiniz? Besleyemediklerinizi de mi asacaksınız?
Bu noktaya kadar gitmeyecekseniz niye dayatıyorsunuz?
Tımarhanelere mi tıkacaksınız?
Siyaset yasağı mı koyacaksınız?
Zaten karnımızı bile sağda solda doyuruyoruz, dişle tırnakla, bin bir emekle, köpeklerin önüne atmadığımız bir derimiz kaldı.
Modası geçmiş "modası geçmiş emperyalizm teorileri savunucuları" savunucularını gazeteci yapabilirsiniz. Başkalarının verdiği kararları dikte edenleri kamuoyu önderi, profesör, panelist yazar ilân edebilirsiniz.
Bildiğinizi okuyacağınızı çok net ilan edebiliyorsunuz da, bu telaş, öfke, verilmiş sözü gürültüye getirme çabası neden?
İnsanları zıvanadan çıkarmak, güvenlerini sarsmak için ellerinden geleni yapan sizlersiniz.
Eleştiri mi terörize edilecek olan? Size başka türlü de bakılabileceğini göstermek zorunda olanlar, uyarmakla mükellef olanlar mı mayınları patlatan?
Zenginliklerinize zenginlik katarak, gerilimlere gerilim katarak mı fırtınalara, duvar olacaksınız?
Size ve iyi anlaştıklarınıza güvenerek mi savaşlara, altüst oluşlara, planlanmalara rıza göstereceğiz?
Muhalefetle işbirliği yapmamak için, meşruiyeti çiğnemek için bahane peşindeyseniz, (muhalefet çiğnemiş olsaydı dahi) bizim gözümüzde meşruiyetiniz sıfırlanacaktır.
Sonuçları ne mi olur? Daha da gererseniz darbe yapmış olursunuz. Hem de darbelere karşı çıkıyorum diye diye.
1) Hükümranlık haklarını devretmektesiniz,
2) Halkoyuna açmadan karar verirseniz diktatörlüğün sınırındasınız,
3) Bu ip bu kadar gerilmeye dayanmaz. Kopar. Dün darbecileri içeri tıktığınızı iddia ettiniz. Bugün bağımsızlık diyenlere "sizin için demokrasi yok!" diyerek meydan okumaktasınız. Zihninizden geçene güvenmedikleri için kızıyorsunuz. Güven verici değil gerici politika izliyorsunuz. Size oy vermeyenleri dışlamak neyi kazanmak içindir? Halkını reddetmiş duruma geleceğinizi, yalnız partililerinizi temsil etmeye başlayacağınızın farkında değil misiniz?
Bizlerden ne beklenebilir?
1) Bizi bağlamadığınızı, hükümetimiz olmadığınızı, bizi temsil etmediğinizi ilan etmemiz.
2) Yasal süreniz bitene kadar, hattâ yeniden seçim kazanırsanız yine yasal ve meşru süresi kadar iktidarda kalmanıza itiraz etmeyeceğimiz. Size karşı hukuksuz, saldırgan, antidemokratik ve darbeci her davranışı açıkça reddetmemiz.
3) Aldığınız toplumu şekillendirici kararların tümünün ilerde gözden geçirileceğini, uluslarası anlaşmalara taraf olanların toplumun çoğunluğunun rızasını dışlayan anlaşma ve uygulamaların ilerde yasadışı ilan edilebileceğini bilerek davranmasını istememiz.
4) Topluma dayatılmış anlaşmaların, toprak kiralamalarının anlaşmaya taraf olanların ilerde mağduriyet iddiasında bulunamayacaklarını ilan etmemiz (meşru olmayan bir alışverişte bulundukları tahkim edilecektir).
5) Bu işlemlere karşı çıkanlara yönelebilecek saldırı, hukuksuzluk, yıldırma eylemlerinin sorumlusunun ve tazmin edici tarafının anlaşmanın karşılıklı tarafları olarak göreceğimiz.
6) Halk iradesini, uluslarası hukuku çiğneyen bir kuruluş, kurum ya da şirketin bulundukları ve iş yaptıkları ülkelerdeki kitlesel dayanışma hareketlerden, kamuoyu önderlerinden, çevre hareketlerinden destek isteyeceğimizi, meseleyi tek bir ülke ile sınırlandırmayacağımızı, halk iradesini çiğnemiş, dayatmacı bir kuruluşun halk iradelerince hoş karşılanmayacağını dayanılmaz bir hafiflik ve rahatlıkla göstermemiz!
7) Bu bir süper kuruluşsa, eski yanlışlarıyla beraber değerlendireceğimizi, hesabını vermedikleri hiç bir cinayet, kan ve gözyaşı kalmayacaksa bu işe kalkışmalarını düşündürebileceğimiz.
Peki ya halk?
Darbe yanlılarıyla mücadele ettiğinize inanacaklar mı? Siz bağımsızlıktan ürken insanlar istiyor gibi görünüyorsunuz. İnandırıcılık gibi bir kaygınız da yok. Nereye kadar destek alırsınız? Çatışmacılıkla mı devam etmeyi düşünüyorsunuz? Birisi garanti vermiyorsa, neden bu zor yolu seçiş?
"İyi şeyler" düşünüyorsanız, bu kadar zorlama ve dayatmayı nasıl izah edeceksiniz?
Kesin olan da sizce şu:
Bizim gibiler karşınızda demokratik kaygıyla etkisiz kalacak. Karşınıza gürültü patırtıyla çıkanlarla da bir biçimde anlaşmak mümkün olacaktır, ezmek kabil olmazsa. Anlaşmalar, gizli gündem onların da üzerine yıkılacak, sorumluluk paylaşılacaktır.
Ne kadar kıymetli ortaklar varmış. Cansiperane sahip çıkacağınız ve uğurlarına toplumda dayanışma diye bir şey bırakmayacağınız.
Reddimiz red olacaktır. İyi düşünün. Onaylamıyoruz.
Muhalefetle işbirliği yapmak durumunda değil, zorundasınız: Bu işin hukuku bu!
Beğenmesek de katlanırız sonuçlarına, uğruna zarar görmeyi kabullenebiliriz her zamanki gibi.
Bakalım yeni aşağılamanız ne olacak, bu hallolsa bile?
(acele yazıldı, düzeltilecek)