19 Şubat 2012 Pazar

Devlet ve Demokrasi: Leyla'dan Şikayetçi Olan Dağ, Taş Değil Devlet!


Adalet simetri, karşılıklılık üzerine kurulur. Burada eleştirilen hukuk değil, hukuksuzluk olabilir ancak, adalet felsefesinden bakıldığında.

Adalet duygusu, adalet peşinde akıl, adalet arayışı bittiğinde bir toplumu ayakta tutabilecek bir şey kalmaz.

Hukuk mahkemelerden, yargıç ve savcılardan, kanunlardan oluşmuyor. İzan, ölçü, denge yitirildiğinde de yolundan çıkıyor toplumsal dayanışma, toplumsallaşma.

Burada bizi bir toplum yapan, birarada tutan adaletin ipine sarılmamız değil, zor, dayatma oluyor.

Davacı olanın tutumu da işlemeyen bir adalet'in gölgesi, adalet üzerinde gölgedir.

Bu genç kızda ezilen, ayaklar altına alınan ölçü bin yılların emeğiyle dengede tutulmuş olandır.

Had bilmek çığların, devlerin, devletlerin işi olarak anlaşıldığında medeniyetimizden konuşmuş olabileceğiz.

Yanlışı değil, bir yıkım'ı, ölçüsüzlüğü bir filozof olarak, bu kelimeyi kullanarak, adalet felsefesinin kapağını açarak not ediyorum.

Düşünenleri konuşmayan, konuşturulmayan bir ülkeyiz, evet! Her söylenene fezleke hazırlanacağına, hukukçular, davalı ve davacılar bu işin temellerinin dersini almayı düşünmeliler artık.

Biz buradayız ey Halkım! Ey Adalet'in İnsanları! Ya siz nerelerdesiniz?