25 Kasım 2011 Cuma

Beyaz Tv'deki Sünnet Meselesi İçin Özür Dilenmeyecek Değil mi?

Seda Sayan'ın programında  Kamer Genç'e yapılan için iktidar partisinden çıt çıkmıyor.

Kamer Genç'i verdiği cevap için kınamıyorum. Bundan daha ince bir cevap ne olabilirdi diye düşündüm, ama bulamadım. Suskunluk yanlış anlaşılır. Mahkemelik olunmasının bir ciddiyeti kalmadı. Ne yapılabilirdi, iktidar partisinden, iktidar basınından bir tepki gelmedikçe?

Kürsüde itilip kakılmasına "operasyon" demiştim. Anında ve anda gelişse dahi bu böyle. Kredibilitesini zedelemek için yapılmadık kalmadı. "Kendi hataları da var!" demeyin. Hatadan ibaret olsaydı dahi Kamer Genç, kürsüde milletvekili bir demokraside itilip kakılmaz. İtip kakanlar da ertesi gün yaptıklarının önemini farketmemişliğin hayretiyle konuşmazlar. Birileri ona, onlara demokrasinin ne olduğunu izah eder.

Mecliste olan, mecliste kalmadı, gerisi geldi. Bu kez bir magazin programıyla. Kanalın sahipleri kimler?

Dersimlilerden özür dileniyor, ancak Dersimin vekili bu kez televizyonda linç ediliyor: "O sünnetsiz!"miş. İnsanların sünnetlerinden onlara ne? Kendilerinin bu yaptıkları sünnet mi? Kaç kitabın içeriğini, kaç emri, kaç uyarıyı zulme uğratıyorlar?

Özürün dili ile linçin dili bir madalyonun iki yüzü olduğunda biz hangi yüze bakacağız?

Herkes özre tarihi anlam yüklerken, ben Kamer Genç'e yapılana (Kamer Genç haksız dahi olsaydı!) karşı çıkılmasına önem veriyorum. Dersimlileri yetkin görmeyen, temsilcilerine sömürgeci gibi davranan bir anlayışa karşı çıkılmasına.

Kamer Genç sandıktan tesadüfen çıkmış bile olsaydı, ciddiye alınmayacak mı idi? Nerede kaldı seçilmiş atanmış farkı gümbürtüsü, iddiası, heyheylenmesi?

Bakalım yarın, bir gün ne olacak.

Dersim 1937-39'da yakınlarını kaybeden Kılıçdaroğlunu köşeye kıstırmışlığın diliyle ceberrutlukların eleştirisi bana anlayışsız, insafsız ve gaddar geliyor.

Kılıçdaroğlunun sakin, proveke olmayan tavrını devlet adamlığına yakışır buluyorum.

Oradaki varlığı, duruşu, sessizliği de hesap soruyor.

Felaketler üzerinden rant sağlanması insanlığa sığmaz. İnsanın acısıyla puan toplaması da.

İnsanlardan beklenen oysa özür değil, anlayış, kavrayış.

Ve artık acıyı paylaşanların özürü...