25 Temmuz 2011 Pazartesi

Norveçteki Katliamı Okuyamamak

Olan biten sanıldığından daha ciddi bir müdahalenin ve hazırlığın işareti olarak algılanmalı.

Gazetelerde yer alan yorumsuz ara haberler, yerler, alâkalı şahsiyetler ilgi çekici.

Irkçılığın ve yeni tarz nazizmin arkasındaki bildik tanıdık adreslerin hakkında kimse konuşamayacak gibi görünüyor.

Katliamın bağlanacağı sembolik, katliamı yapanların dönüştürmek istediği bir sembolik, buna takılıp kalmamak lazım.

Çoğu kez desteklemediğim AKP politikalarının olumlu yanlarından birisi dış politikada böylesi bir çizgiye bazan çomak sokuyor olabilişidir. Sözde bile kalsa, dolaylı da olsa meselenin üzerine gidebiliş, bir gün konuşulabileceklerin kapısını açmaktadır.

Aklı evvellerin norveçlileri, gençleri suçlamaları; görsünler günlerini mantığı iğrençtir. İnsanlık değil bu, soğuk savaş gönüllülüğü! Terk-i medeniyyet, terk-i insaniyyet!

Kimse yazmayacaktır. Ben de artık az çok görebilmekle beraber, telaffuz etmeyeceğim. Ancak, sebepleri ve sonuçları itibarıyla hepimizi ilgilendiren bir müdahaledir, norveçlilere yapılan bizlere de yapılmıştır, dünyaya, ortak dünyamıza bir müdahaledir. Alâkalı alâkasız bir çok gelişme ile birlikte ele alınmalıdır.

Yargısız infaz ile eleştirdiğim Obama'nın ve onu destekleyen kesimlerin işleri kolay değildir,  yöntemlerini karşılarındaki gücün yöntemlerinden ayıramadıkça sonuçlarını çaresizce izleyeceklerdir. Meşruiyet kazandırdıkları tarz karşılarındakilerin adeta ana dilidir.

Başımıza gelenler ile Norveçin başına gelenler aynı gemide olan insanların sorunlarıdır.

Hepimiz Norveçliyiz bugün, yarın ve daima: İnsanlık mevzubahis olduğunda!

Cesaret ister medeniyet. Medeniyeti stabilize etmek, birilerinin keyfi tasarımlarından kurtarmak, demokrasiyi/demokrasileri tahkim etmek durumundayız.

AKP'nin muhalefeti yok edici, silici tavrı global anlamıyla da yanlıştı. Dış politikadaki iddia içerdeki dayanışmayı önemsizleştirmek, silmek ile uzlaşmıyor. Muhalif sol ile sağın arasındaki buzların erimesini engellemek, ortamı gererek soğutmak büyük bir yanlış idi. El yordamıyla anlamak yetmiyor, yetmeyecek! Demokrasi Abantlarda, Encümeni Danişlerde, siyaset vakıflarında korunup kollanamaz: Gelecek konusunda uzlaşmış, konuşabilen, demokratik zeminde uzlaşıp rekabet edebileceklerin ortak zemini kaybedilmekte! Platformlar,  demokratik platformun yerine ikame edildiklerinde korporativizmi bile ararız.

Gelişmeleri belirleyecek adımların önemli bir kısmını Türkiye atacak, atmalıydı: Demokrasisini, dayanışmasını, açık siyasi diskurunu, parazitlerinden ve müdahalelerinden arındırılmış iletişimi serpilmeye bırakarak!