11 Ekim 2011 Salı

Dilek Türkan'da Müzik ve Şiir Cümlelerinin Örtüşmesi



Dilek Türkan'da müzik ve şiir/güfte cümlelerinin örtüşmesi gelecekle gelenek arasında sıkışmışlığımızın ne yapılırsa işler dünyasında dikkate şayan bir olay.

Prozodi bütünün dinamiğinde işliyor.

Zeki Müren'deki imgelerin, parçaların, kelimelerin dinamiği, vurgusu, işaretlenmesi Dilek Türkan'da yok. Aynı parçadan yola çıktığımızda, Zeki Müren'deki ifadelilik, renk, cümlelerin bölünmesini göze alabiliyor. Prozodi parçada değil, diskografyada, arkaplanda bütünleşiyor.

Dilek Türkan'ın icrasında imgeler, işaretler, mikro vurgular aynı ağırlıkta olmasa, icra andaki beklentiyi arkaplana çekiyor gibi olsa da bir başka letâfet var:

Şiir ve Müzik cümleleri kaçışın en güzel şarkılarından birisinde kavuşuyor.

Dilek Türkan'ın nesli şiirimizin nasıl okunacağının ipuçlarını da veriyor. İmgeleri parlatmak, vurgulamak, gerektiğinde söndürmek parçalar bütünün dinamiği, anlam, ritm, usûl, makam, kalıp akışı içerisinde uçurularak, serbest bırakıldığında söz konusu edilebilir.

Dilek Türkan'ın Deniz Kızı Eftelya'nın yorumuna yakın bir yerde durması, yeni bir sıfır noktasından başlamışlık, yeni icat bir itiraz da değil. Tersine, temkinli bir geri dönüş, geriye bakış.

Ben parçayı zihnime kaydederken cümleyi bulan, cümleyi kaybeder gibi olan icra geleneklerini birbirlerine relativize ediyorum. Cümle ve dinamik olmadan şiir olur olmasında da, dökülür.

Türkçe rock olmaz diyenler prozodinin; usul vezin ritm ilişkilerinin sorunlarını küçümsetmişliğin öğrencileri olduklarının farkına vardılar mı bir gün? Bilemeyeceğim.